ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Kasten Öldürmeye Kalkışma Kasten Yaralama Av Tüfeği

YARGITAY
1. Ceza Dairesi 2011/6992 E.N , 2012/1862 K.N.

İlgili Kavramlar

AV TÜFEĞİ
KASTEN ÖLDÜRMEYE KALKIŞMA
KASTEN YARALAMA

Özet
AV TÜFEĞİ İLE YAKIN MESAFEDEN BACAĞA YÖNELİK YAPILAN ATIŞLARDA, TOPLU SAÇMA GİRİŞİ İLE GENİŞ DOKU VE KEMİK DEFEKTİ (EKSİKLİĞİ, KAYBI) YANINDA ANA DAMAR VE SİNİR PAKETİNİN TAMAMEN PARÇALANIP ANİ VE BOL MİKTARDA KAN KAYBI SONUCU KISA SÜREDE ÖLÜMÜN MEYDANA GELDİĞİNİN BİLİNEN VEYA BİLİNMESİ GEREKEN BİR DURUM OLMASI NEDENİYLE; AV TÜFEĞİYLE YAKIN MESAFELERDEN TOPLU SAÇMA GİRİŞİ MEYDANA GETİRECEK ŞEKİLDE ATIŞ YAPILMASI HALİNDE MUHAKKAK OLAN ÖLÜM NETİCESİNİN GERÇEKLEŞECEĞİNİN SANIK TARAFINDAN BİLİNMESİNİN GEREKTİĞİ, NİTEKİM HAYATİ TEHLİKE GEÇİREN MAĞDURLARIN DA OLAYDAN HEMEN SONRA YAPILAN TIBBİ MÜDAHALELERLE HAYATTA KALABİLDİKLERİ ANLAŞILAN SOMUT OLAYDA; KULLANILAN SİLAHIN ETKİLİ MESAFEDEN VAHİM SONUÇLAR MEYDANA GETİRMEYE ELVERİŞLİ OLMASI, ATIŞ MESAFELERİ VE MEYDANA GELEN YARALARIN NİTELİKLERİ BİRLİKTE DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE, SANIĞIN EYLEMLERİNE BAĞLI OLARAK ORTAYA ÇIKAN KASTI ÖLDÜRMEYE YÖNELİKTİR. SANIĞIN, EYLEMİNİ TAMAMLADIKTAN SONRA, MAĞDURA "ÖLDÜREYİM Mİ SENİ? AMA DEĞMEZ" DEMESİ, KASTININ ÖLDÜRMEYE YÖNELİK OLMADIĞINI GÖSTERMEYE YETMEYECEĞİNDEN ADAM ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS SUÇUNDAN HÜKÜM KURULMALIDIR.


İçtihat Metni

1- Sanık Hüseyin hakkında mağdur Hakan'ı kasten yaralama suçundan açılan dava ile ilgili olarak "5271 sayılı CMK'nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" karar verilmiş olduğundan ve 23.01.2008 gün ve 5728 sayılı Kanun'un 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 231/12. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar temyizi kabil olmayıp, itiraz yasa yoluna tabi bulunduğundan, bu hususta mahallince değerlendirme yapılması mümkün görülmüştür.

2- Suçtan zarar gören mağdur Hakan'ın duruşmada alınan ifadesinde sanıktan davacı olduğunu bildirmesi, davaya katılma istemi niteliğinde olduğu halde, katılma konusunda herhangi bir karar verilmediği anlaşılmış ise de; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 19.10.2010 tarih ve 2010/149-205 sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp karara bağlanmayan katılma isteklerinin, temyiz incelemesi sırasında karara bağlanması mümkün olduğundan, 5271 sayılı CMK'nın 237. maddesi uyarınca suçtan zarar gören mağdurun öldürmeye teşebbüs suçundan açılan kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Oktay'ın, suçlarının sübutu kabul, mağdur Hüseyin'e yönelen eylem yönünden oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun niteliği tayin, takdire ve tahrike ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin niteliği ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılanlar Serkan ve Hakan vekilinin sair nedenlere ilişen, sanık müdafiinin haksız tahrikin derecesine, mağdur Hüseyin'i olası kastla yaralama suçunda haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle;

A) Sanık Oktay hakkında mağdur Hüseyin'i olası kastla yaralama suçundan kurulan hükmün tebliğnamadeki düşünce gibi ONANMASINA,

B) Sanık Oktay'ın mağdurlar Serkan ve Hakan'a yönelen eylemleri yönünden; sanığın, olay günü ve öncesinde dükkanının önünden sık aralıklarla geçerek kendisine sövmelerinden dolayı maruz kaldığı haksız tahrik altında, 12 numara fişek atan av tüfeği ile önce mağdur Serkan'a iki metre mesafeden mağdurun sağ bacağını hedef alarak ateş ettiği, bu atış sonucu sağ dize toplu saçma isabeti nedeniyle sağ diz anteriorundan (önünden) crurise (diz altına) kadar uzanan bölgede ve sağ diz posteriorda (arkada) ayrı ayrı olmak üzere 10x10 cm'lik açık yaralar meydana geldiği, ayrıca aynı bölgede hayat fonksiyonlarındaki etkisi ağır (6. derece) olan çift kırık oluştuğu, kan dolaşımı, motor fonksiyonu ve duyu ile popliteal nabzın bulunmaması, sağ crurisin (diz altının) dize sadece cilt ile tutunması nedeniyle acilen ameliyata alınan ve hayati tehlike geçiren mağdurun, organlardan veya duyularından birinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde olan sağ diz altı amputasyonu (kesilmesi) uygulaması yapılmasıyla hayata döndürüldüğü, sanığın daha sonra Serkan'ın vurulduğunu görerek kaçmaya başlayan mağdur Hakan'ın yere düşüp daha fazla uzaklaşamamasından yararlanarak etkili mesafeden ona doğru ateş ettiği, bu atışla sol bacağından toplu saçma isabeti ile vurulan mağdur Hakan'ın, sol diz altı medialinde (iç yanında) 5x5 cm. büyüklüğünde geniş sol diz altı defekti (eksikliği, kaybı) meydana geldiği, bu nedenle acilen ameliyata alınan ve hayati tehlike geçiren mağdur Hakan'ın da, organlardan veya duyularından birinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde olan sol diz altı amputasyonu (kesilmesi) uygulaması yapılmasıyla hayata döndürüldüğü olayda;

Av tüfeği ile yakın mesafeden bacağa yönelik yapılan atışlarda, toplu saçma girişi ile geniş doku ve kemik defekti (eksikliği, kaybı) yanında ana damar ve sinir paketinin tamamen parçalanıp ani ve bol miktarda kan kaybı sonucu kısa sürede ölümün meydana geldiğinin bilinen veya bilinmesi gereken bir durum olması nedeniyle; somut olayda av tüfeğiyle yakın mesafelerden toplu saçma girişi meydana getirecek şekilde atış yapılması halinde muhakkak olan ölüm neticesinin gerçekleşeceğinin sanık tarafından bilinmesinin gerektiği, nitekim hayati tehlike geçiren mağdurların da olaydan hemen sonra yapılan tıbbi müdahalelerle hayatta kalabildikleri anlaşılmakla; kullanılan silahın etkili mesafeden vahim sonuçlar meydana getirmeye elverişli olması, atış mesafeleri ve meydana gelen yaraların nitelikleri birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemlerine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu, sanığın eylemini tamamladıktan sonra mağdur Hakan'ın yanına gidip "Öldüreyim mi seni? Ama değmez" demesinin ise bu anlamda kastın öldürmeye yönelik olmadığını göstermeye yetmeyeceği anlaşıldığı halde, sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs yerine, suçların niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçlarından hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, olası kastla yaralama suçundan hükmolunan ceza miktarı, bozma nedeni ve CMK'nın 102/2. maddesinde düzenlenen süre dikkate alındığında müdafiinin tahliye isteminin reddine, 15.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.