Yarg. 2. HD.’nin 11.03.2015 T., 2014/19731 E., 2015/4288 K
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın eş tarafından, erkek eşin kabul edilen boşanma davası, tazminat ve nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadın eşin nafaka miktarlarına yönelik temyiz itirazları yersizdir.
Mahkemece, davacı-davalı kadın eşin sigara içtiği ve bu sorunu eşiyle çözemediği kabul edilmek suretiyle. davalı-davacı erkek eşin davasının da kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, toplanan delillerden; kadın eşin taraflar arasındaki geçimsizlik nedeniyle müşterek evden ayrılmasından sonra, erkek eşin, dosyada mevcut tarihsiz ve kırmızı renkte yazılan mektupta, eşine hitaben "seni çok seviyorum, haklısın, benden ne istersen hazırım, ilk göz ağrımsın, sensiz yaşayamam, seni incittim, affedersen yeniden doğarım, geri gel...' şeklinde beyanlarda bulunduğu ve 30.01.2014 tarihli oturumda bu mektubun kendisi tarafından yazıldığını kabul ettiği ; dolayısıyla davalı-davacı erkek eşin, eşinin kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı anlaşılmaktadır. Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemez. Davacı- davalı kadın eşin bu mektuptan sonra, dava açılıncaya kadar geçen sürede başkaca bir kusurlu davranışının varlığı da ispatlanamamıştır. Bu durumda, davalı-davacı erkek eş tarafından açılan boşanma davasının reddi gerekirken, kabulü doğru olmamıştır.
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın eş yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK md.174/1) ve manevi (TMK md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.