ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Eşine fiziksel şiddet uygulayan taraf boşanma davasında kusurludur.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 21.02.2024 tarih, 2023/4449 Esas, 2024/1027 Karar sayılı karar, “…İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacıya küfür ve hakaret ettiği, sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, davacıya fincan fırlattığı ve davacının alnına bu yüzden dikiş atıldığı, davalının ortak kızlarını davacıya karşı kışkırttığı ve ortak çocuğun davacıya fiziksel şiddet uygulayıp hakaret ettiği, davacının ise davalıya karşı sürekli olarak \"şerefsiz, kavat\", çocuklarına karşı \"öl geber\" şeklinde söylediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda davalının ağır, davacının az kusurlu olduğu, boşanma veya ayrılık davası açılınca geçici önlemlerin kendiliğinden alınması gerektiği, geliri bulunmayan ve boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaati boşanma yüzünden zedelenen, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan davacı lehine, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilikte geçirdikleri süre, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırı ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun miktarda tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı TMK'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davalı babaya verilmesine, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacı lehine aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir…”

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 05.04.2004 tarih, 2004/3452 Esas, 2004/4261 Karar sayılı karar, “…Karar: Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalının davacıya şiddet kullandığı ve oğluyla birlikte dövmeye teşebbüs ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçeyle davanın reddi doğru bulunmamıştır