ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Boşanma davasında ses kaydının hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2023/9579 E.  2024/6220 K. 

"ses kaydının hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu"

(4721 S. K. m. 6, 161, 166) (6100 S. K. m. 190, 369, 370, 371)

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı erkek vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının 2012 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden 2013 doğumlu ... ve 2016 doğumlu ... isminde iki ortak çocuklarının bulunduğunu, davalının ev hanımı olmasına karşın sorumluluklarını ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ortak konutun bakım ve temizlik işlerini yapmadığını, müvekkilinin ortak çocuklarının bakım ihtiyaçlarını iş dönüşü kendisinin yerine getirdiğini, yeme içme ihtiyaçlarını bile dışarıdan karşıladığını, davalının sosyal medya ve internette zaman geçirdiğini, davalının kuzeni olan ... ile whatsapp görüşmesinin mevcut olduğunu, yazışma içeriklerinde “peki bişey soracam, cevap ver, hem senin işin görülsün, postasına ne kadar istiyon, açık ol, rahat ol, sende böyle daha iyi olursun, minnet etmeyeceksin, ne gerekiyorsa bana diyeceksin” dediğini, davalının da cevaben “o konulara hiç girmeyelim, inan kafam çok dağıldı, hiçbir şey yapmak istemiyorum” şeklinde cevap yazdığını, ... adlı şahsın ise “dün yemin ettin ramazan ayı dedin. Deli paran yok. Harçlığın yok, hem ona karşı sinirin var beni dinle, dinle...” şeklinde cevap yazdığını, bu yazışmaları davalıya sorduğunda davalı kadının tekrar ... isimli şahısla “ yazışmaları görmüş, herhalde elinde ses kaydı varmış, ... b...ku yedim, yazışmaları görmüş, arama beni bugün, eğer yazışmaları kendi teline attıysa ispatlar” şeklinde ...'in ise “whatsapptan mı ne ses kaydı, ne konuştuk ki” yazdığını, davalının ise cevaben “çarşıda karşılaştık dedim, mesajlaşmaları sil, para olayına ilişkin olarak da borç para istediği, senin de vermediğini söyle, sen mesajları sil, bişey yazma artık gelince konuşuruz” şeklinde beyanda bulunduğunu, müvekkilinin bu yazışmaları gördükten sonra Adana'da çalıştığı için ortak konuttan ayrılarak Adana'da yaşamaya başladığını, davalının aldatma, güven sarsıcı, sadakat yükümüne aykırı davranışta bulunduğunu iddia ederek davacı erkek tarafından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi kabul edilmemesi halinde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacıya verilmesini, ortak çocuklar için aylık 500,00 TL tedbir- iştirak nafakası ile davacı erkek lehine boşanma nedeni ile 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminatın davalı kadından alınarak, davacı erkeğe ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmaktadır.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde dayanmış olduğu iddiaların hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin sorumluluklarını ve yükümlülüklerini yerine getirmediği ve ortak çocuklarla ilgilenmediği, çocuklarla daha fazla müvekkilin annesinin ilgilendiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin ve davacının evlilikleri süresince her ailede olabilecek kadar tartışma yaşadıklarını, davacının müvekkilinin kendisini aldattığına yönelik iddialarının kurmaca olduğunu, dosya kapsamına sunulan konuşmaların müvekkiline ait olmadığını, dava dilekçesinde yer alan konuşmalarda ... olarak geçen kişinin müvekkilin teyzesinin oğlu olmadığını, bu numaranın davacı tarafından müvekkilin telefonuna ... olarak kaydedilerek kadının ağzından yazılmış gibi sunulduğunu, davacının Adana ilinde bir başka kadınla görüşmeye başladığını, evin temel ihtiyaçlarını gidermede sorumsuz davrandığını, müvekkilinin evliliği sürecinde davacı tarafından devamlı psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldığını ve tehdit, hakaretlere uğradığını, davacının eşine şiddet uygulamasının yanı sıra ara ara ortak çocuklara da şiddette bulunduğunu ancak her şeye rağmen davalı kadının boşanmayı istemediğini, evliliğini kurtarmak adına elinden geleni yapmaya hazır olduğunu ileri sürülerek, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddini, boşanmaya karar verilmesi halinde ise; ortak çocukların velâyet haklarının davalı anneye verilmesi ile davalı kadın için aylık 1.000,00 TL, ortak çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir, yoksulluk- iştirak nafakası ile boşanma nedeni ile davalı kadın için 100.000,00'er TL maddî ve manevî tazminatın, davacı erkekten alınarak, davalı kadına ödenmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tanıklarının beyanları tarafların Adana'da oturdukları döneme ilişkin olup sonrasında 2 yıl Mersin'de evlilik birliğinin devam etmiş olması nedeniyle affedilmiş veya hoşgörülmüş sayıldığı, sadakat yükümlülüğünün ihlaline ilişkin delillerin süresinde dosyaya ibraz edilmediği, ses kaydının hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu, bu hale göre erkeğin iddialarını ispat edemediği gerekçesi ile davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar kadın lehine aylık 350,00 TL, ortak çocuklar lehine aylık 250,00'şer TL tedbir nafakasının davacı erkekten alınarak, davalı kadına ödenmesine, çocukların geçici velâyetinin anneye verilmesine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili, istinaf dilekçesinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olmasının yanında gerekçesinin hatalı olduğunu, davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanıkların kadının kuzeni ile uygunsuz olağan dışı konuşmalarına şahit olduklarını, erkek tarafından bu yazışmaların, cep telefonu ile çekilip, dava dilekçesine eklenerek sunulduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Adana Bölge Adliye Mahkemesi ve İlk Derece Mahkemesince verilen kararların usul ve yasaya aykırı olmakla birlikte gerekçesinin hatalı olduğunu, davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanıkların kadının kuzeni ile uygunsuz olağan dışı konuşmalarına şahit olduklarını, erkek tarafından bu yazışmaların, cep telefonu ile çekilip, dava dilekçesine eklenerek sunulduğu gerekçesi ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında; davalı kadının zinasının mevcut olup olmadığı ve davacı erkeğin davasının reddedilmesinin yerinde olup olmadığı, zina boşanma sebebinin ispatlanamaması halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan boşanma davasının ispat edilip edilmediği, kabulünün gerekli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.09.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)