ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

“ikramiyelerin ücretin içerisinde yer alması durumunda ayrıca ücret eki olarak kıdem tazminatına esas ücrete eklenemeyeceği”

Y. 7. HD. 05.05.2014 T., 2014/2552 E., 2014/9806 K

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.

Davacı vekili, davacının alacağının tahsili için Adana 4. İcra Müdürlüğü'nün 2012/7198 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak davalı borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, yapılan itirazın yerinde olmadığını bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalı, öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin İstanbul iş Mahkemeleri olduğunu, esas yönünden ise açılan davayı kabul etmediklerini, iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17. maddesi gereği sonlandırıldığı ve davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarına göre iş akdinin davalı tarafça haksız feshedildiği kabul edilerek teknik bilirkişi raporu doğrultusunda davanın, kısmen kabulüne itirazın 17.779.13 TL kıdem tazminatı, 2.128.53 TL ihbar tazminatı, 977.62 TL faiz olmak üzere toplam 20.885.28 TL açısından iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

Taraflar arasında kıdem tazminatı alacağının hesaplanmasına esas giydirilmiş ücretin belirlenmesinde, davalı tarafından işçiye ödenen yıllık ikramiyenin dahil edilmesi gerekip gerekmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Davacı, yıllık ikramiye ödemelerinin giydirilmiş ücrete dahil edilmesi gerektiğini iddia etmiştir. Davalı taraf ise işçilerine yıllık ikramiye ödemesi yaptığını kabul etmekle birlikte, ikramiye ödemelerinin 2011 yılının Mayıs ayında kaldırılarak bundan sonraki dönemlerde aylık ücrete eklendiği savunulmuştur. Mahkemece, ödenen yıllık ikramiyenin işçinin aylık ücretine dahil edildiği savunmasına değer verilmemiş, kıdem tazminatının hesaplanmasında esas alınan giydirilmiş ücrete ikramiye ödemesini ekleyerek hesap yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Hükme esas alınan bu bilirkişi raporunda, Nisan 2011 bordrosunda davacının saat ücretinin 3,54-TL iken Mayıs 2011 bordrosunda 4,72-TL'ye yükseltildiği ancak bu artışın nedeninin ikramiye uygulamasına bağlı olup olmadığına ilişkin bir açıklama bulunmadığı, bu nedenle ikramiye ödemesinin giydirilmiş ücrete dahil edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ne var ki; bordroların tetkikinde davacıya en son aylık 265,50 TL tutarında ikramiye ödemesi yapıldığı, 2011 yılının Mayıs ayında ise ikramiye ödemesi başlığı altında bir tahakkuk olmadığı, ancak davacıya saat başı ödenen ücrette 1.18 TL'lik bir artış olduğu, bu miktarın da ayda 265,50 TL 'ye karşılık geldiği anlaşılmaktadır. <1.18 TL saat farkı x 7.5 saat (günlük çalışma saati) = 8.85 TL ( 1 gün karşılığı ücret artışı) x 30 = 265.50 (aylık ücret artış miktarı) > Dolayısıyla davalı işveren tarafından yapılan ikramiye ödemesinin 2011 yılının Mayıs ayı itibariyle ücrete dahil edilmiş olduğundan şüphe duymamak gerekir

Hal böyle olunca; Mahkemece 2011 yılının Mayıs ayı itibariyle davalı işveren tarafından yapılan ikramiye ödemesinin ücrete dahil edildiği kabul edilerek davacının, giydirilmiş ücret alacağının hesaplanmasına ikramiye ödemelerinin eklenmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile zaten ücretin içinde ödenen ikramiyelerin yeniden ücrete dahil edilerek giydirilmiş ücretin hesaplanması hatalı olup bozma nedenidir.

Ayrıca, kıdem tazminatı alacağı faizinin bankalarca bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi üzerinden hesaplanacağı dikkate alınmadan en yüksek mevduat faizinin yasal faizin altında kalması nedeniyle yasal faiz üzerinden yapılan hesaplamaya itibarla hüküm kurulması da ayrı bir bozma nedenidir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.