“... Dava, zorunlu geçit hakkı istemine ilişkindir. Elbirliği halinde mülkiyette mirasçılar ara sında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadırlar. Medeni Kanunun 701-703.maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin (ortaklı ğın) tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan herbirinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların tümüne aittir. Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil ortaktır. Yine bu tür mülkiyette işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir. Medeni Kanunumuzda bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki açtığı bu davanın devam edebilmesi için öteki ortakların açılan davaya olur vermeleri, ya da davanın miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile sürdürülebileceği kural olarak benimsenmiştir ve dava ehliyet inin varlığı mahkemece resen araştırılması gereken hususlar arasındadır. Somut olaya gelince; lehine geçit hakkı istenen 130 parsel sayılı taşınmazı 1/3’er pay itiba riyle Necip çocukları Hüseyin Sarıkaya, Vade Gedik ve Cemafer Başat adına kayıtlı olup, be yanlar hanesinde maliklerin tümünün ölü olduğuna dair şerh mevcuttur. Davacı, bunlardan Hüseyin Enginsarıkaya’nın kızıdır. 12.7.1971’de vefat etmiş olan Hüseyin Enginsarıkaya’nın davacı haricindeki mirasçıları ise davanın dışında kalmışlardır. Bu durumda, mahkemece adı geçen tapu malikinin veraset ilamı celbedilerek mirasçılarının kimler olduğu kesinlikle belirlenerek, davanın dışında kalan ortakların oluru alınmaksızın veya Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülebileceği hususu gözardı edilerek çekişmenin esası incelenip dava ka bul edildiğinden hüküm bozulmalıdır....” YARGITAY 14. HD. E. 1901, K 2841, T. 19/03/2007
