Hukuki dinlenilme hakkına kimlerin sahip olduğu kanun koyucu tarafından da belirtilmiştir. HMK m.27/1’e baktığımızda davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler denilmiştir. Kanun lafzında yer alan "yargılamanın diğer ilgilileri'' ifadesi, davanın tarafları ile müdahiller dışında kalan ve mahkeme tarafından verilecek karardan menfaatleri etkilenen kişileri belirtmek için kullanılmıştır. Bu noktada yargılamanın diğer ilgilileri ifadesi ilk olarak çekişmesiz yargı işlerinde karşımıza çıkmaktadır. Çekişmesiz yargı işlerinde talepte bulunan kişiler şekli anlamda ilgili olup yargılama sürecinden haberdar olacaklarından burada kastedilen aslında çekişmesiz yargı işlerindeki maddi ilgililerdir. Çekişmesiz yargı işlerindeki maddi ilgililer ise çekişmesiz yargı işinden menfaati etkilenen üçüncü kişiler olarak ifade edilmektedir. Üçüncü kişilere baktığımızda mahkemenin vereceği karardan hukuken etkilenen ve kendisini korumak için kabul edilebilir başka imkâna sahip olmayan kişiler anlaşılmalıdır.
Yargıtay 14. HD., 22.03.2013 T., 3100/4314
Dava: Davacı tarafından, davalı aleyhine 26.01.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.12.2012 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar H. Ü. ve N. Y. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Karar: Dava, ortaklığın satış suretiyle giderilmesi istemine ilişkindir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar N. Y. ve H. Ü. vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK'nun 27. maddesine göre davanın taraflarının hukuki dinlenme hakkı bulunmaktadır. Bu hak ile davanın taraflarına, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması, açıklama ve ispat hakkı tanınmıştır. Mahkemece, dava dilekçesi davalı T. Ü.'e 26.09.2012 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı T. 05.06.2012 tarihinde kısıtlanarak kendisine diğer davalı N. Y. vasi olarak atanmıştır. Vesayet altına alınan davalı T. Ü.'e temsilci atanmadan veya temsilcisine bu sıfatı nedeniyle dava dilekçesi tebliğ edilmeden hüküm kurulmuştur.
Kısaca Vesayet altına alınan davalı T. Ü. hukuki dinlenme hakkını kullanamamış, yargılamada usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan hüküm tesis edilmiştir.
Kararın, taraf teşkilindeki eksiklik ve hukuki dinlenme hakkının tanınmaması nedenleriyle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 22.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)