ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

DAVAYI VE CEZAYI DÜŞÜREN HALLERİN MÜSADEREYE ETKİSİ

“4926 sayılı yasanın 31/son maddesinde ölüm, af, 34. maddeye göre ödeme veya zamanaşımı sebebiyle ceza soruşturma veya kovuşturmasının devamına olanak kalmayan hallerde, suç konusu olduğu belirlenen eşyanın zoralımına, suç konusu olmayan eşyanın iadesine karar verileceği öngörülmüş olup, nakil vasıtası aracın bizatihi kaçak olmadığı ve 4926 sayılı Yasada ödeme nedeniyle kamu davasının açılmaması halinde nakil vasıtası aracın müsaderesine olanak verecek bir yasal düzenlemenin de yer almadığı gözetilmeden, nakil vasıtasının iadesi yerine yazılı şekilde müsaderesine karar verilmesi bozma nedeni sayılmıştır.“; Yargıtay. 7. CD’nin 19.09.2007 tarih ve 14350/6242 sayılı kararı

“...5237 sayılı TCK’nın 64. maddesinde; sanığın ölümü durumunda kamu davasının düşürüleceği, sadece niteliği itibarıyla müsadereye tâbi olan eşya ve yararlar hakkında yargılamaya devam edileceği, hükümlünün ölümü halinde ise cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilmekle birlikte, müsadere ve yargılama giderlerine ilişkin hükmün infaz edileceği belirtilmek suretiyle hükümlü ile sanığın ölümüne farklı sonuçlar yüklenmiştir. Buna göre, kamu davası açılmadan önce şüphelinin ölmesi halinde kovuşturma imkânının bulunmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı, kamu davası açıldıktan sonra sanığın ölmesi halinde ise mahkemece düşme kararı verilecektir. Ölümün ceza ilişkisini sadece ölen kişi bakımından sona erdirdiğinden iştirak halinde işlenen suçlarda diğer sanıklar hakkında davaya devam edilecek, sanığın ölümü niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak müsadere kararı verilmesine engel olmayacaktır. Sanığın ölümü ceza ve infaz ilişkisini düşürürken, hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleşmiş olan hükümlünün ölümü sadece hapis ve henüz infaz edilmemiş adli para cezalarının infaz ilişkisini ortadan kaldıracaktır. Buna bağlı olarak ölümden önce tahsil edilmiş bulunan para cezaları mirasçılarına iade edilmeyecek, buna karşın tahsil edilmemiş bulunan para cezaları da mirasçılardan istenmeyecek, bunun yanında müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin hükümler ölümden önce kesinleşmiş olmak kaydıyla infaz olunacaktır. Görüldüğü gibi, suç teşkil eden bir fiilin işlenmesiyle fail ile devlet arasında doğan ceza ilişkisi, bu fiili işleyen sanığın ya da hükümlünün ölümüyle cezaların şahsiliği ilkesi nedeniyle başkası sorumlu tutulamayacağından, düşmektedir. Ölüm, bir vakıa olan suçu ortadan kaldırmayacak, suçtan sorumlu tutulacak kişi olmadığından, devletin suçla birlikte ortaya çıkan cezalandırma sorumluluk ve yetkisini sona erdirecektir…”; Ceza Genel Kurulu, 30.04.2013 gün, 2013/8-322 Esas 2013/210 sayılı karar.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bir kararında “Ceza Genel Kurulu’nun yerleşmiş kararlarında vurgulandığı üzere, zoralım davaları, asıl suç için öngörülen dava zamanaşımına tabi bulunmaktadır. Somut olayda, suça konu ruhsatsız av tüfeğinin 20.07.1998 tarihinde elde edildiği anlaşılmaktadır. Çayıralan Cumhuriyet Savcılığınca sanık hakkında ruhsatsız av tüfeği bulundurmak suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği nazara alındığında, bu suçun TCK’nın 549. maddesinde öngörülen cezasının türü ve üst sınırına göre, suçun tabi olacağı dava zamanaşımı süresi TCK’nın 102/5 ve 104/2. maddeleri uyarınca toplam 3 yıl olup, zoralım davasının da bu süre içinde sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, suç ve inceleme tarihleri arasında dava zamanaşımı gerçekleşmiş bulunduğundan Yerel Mahkeme direnme kararının zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak zoralım davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, ruhsatsız av tüfeğinin ise, Ceza Genel Kurulu’nun 27.06.2000 gün ve 132-142 sayılı kararında açıklanan ilkeler doğrultusunda, bildirim için belgeye bağlanmasını sağlamak üzere kolluk makamlarına tevdiine karar verilmelidir.“ ifadelerine yer verilmiştir.; YCGK’nın 17.02.2004 tarih ve 7-24/41 sayılı kararı

Kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kalkması halinde dahi taklit markalı ürünlerin 54/4 gereğince müsaderesine (Y.7. CD, 28.02.2008, 2007/957-2008/2667); Y.7. CD, 28.02.2008, 2007/28182008/15248) zamanaşımı nedeniyle yurda yasal yollardan girdiği kanıtlanamayan cep telefonlarının kaçağa kaldığı gözetilerek müsaderesi gerekir (Y.7. CD, 28.01.2008, 17692-387) dava konusu yabancı menşeli ve kaçak sigaraların veya diğer ürünlerin (Y.7. CD, 04.11.2003, 2003/014837, 2003/009592; 7.CD, 12.02.2008, 2005/279, 2008/943

Dava konusu aracın hukuka uygun olarak elde edilmiş olan motorunun iadesi gerekirken, kalan kısmının kaçak olduğu anlaşıldığından müsaderesine karar verilmesi gerekir. Y.7. CD, 15.12.2009, 2009/14190-15121 sayılı kararı