Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 10.03.2003 tarih, 2003/1708 Esas, 2003/3181 Karar sayılı karar,”… Yapılan soruşturma, toplanan delillerle *davalının (kocanın) ailesinin davacıyı dövdükleri davalının bu olaya karşı duyarsız kaldığı gibi, davacının annesinin ameliyatından sonra davalının davacıyı annesini ziyaret için göndermediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 08.05.2006 tarih, 2006/956 Esas, 2006/6991 Karar sayılı karar, “…Davalının kardeşinin 24.02.2003 tarihinde davacıyı dövdüğü dosyadaki hazırlık evrakında ve tanık ifadelerinden anlaşılmaktadır. Bu olay sonrası taraflar ayrılmışlar davalının barışma girişimi sonucu davalının ailesinden uzakta ev tutulması koşuluyla davacının babasının evinin yakınındaki bir evde taraflar Mayıs 2005’te yirmi gün yaşadıktan sonra davalının yeniden evi taşıma konusunda davacıya manevi baskı kurması sonucu davacı intihar girişiminde bulunmuş ve o tarihten sonra da bir araya gelmemişlerdir. Davalının kardeşinin davacıyı dövmesine engel olmadığı gibi bu olayı sürekli inkar ederek yeniden evi kendi ailesinin yanına taşıma konusunda davacıya baskı yapması, davacıdaki güven duygusunu ciddi biçimde sarsmıştır. Uzman psikolog raporu ve tüm dosya kapsamından taraflar arasındaki ortak hayatın temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin bulunduğu sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Boşanmaya karar verilecek yerde, davanın reddi doğru bulunmamıştır…”