ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

İspat yükünün yer değiştirmediği durumları göz ardı etmemek gereklidir. Örneğin vasıflı ikrar halinde ispat yükü yer değiştirmeyeceğinden yemin teklif etme hakkı vasıflı ikrarda bulunan tarafa değil karşı tarafa ait olacaktır.

İspat yükünün yer değiştirmediği durumları göz ardı etmemek gereklidir. Örneğin vasıflı ikrar halinde ispat yükü yer değiştirmeyeceğinden yemin teklif etme hakkı vasıflı ikrarda bulunan tarafa değil karşı tarafa ait olacaktır.

Yargıtay 3.HD., 10.10.2005 T., 8232/9734

Dava dilekçesinde kiralananın tahliyesi ile birlikte, aylık kira bedelinin 525.000.000 lira olduğunun tespiti ile birikmiş 1.575.000.000 lira kira alacağının, 500.000.000 lira maddi tazminat ile birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davada, kira akdinin feshi ve kiralananın tahliyesi ile birlikte aylık kira bedelinin 525.000.000 lira olduğunun tespiti ile birikmiş 1.575.000.000 lira alacağının tahsili, ayrıca fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak 500.000.000 lira maddi tazminatın davalı taraftan tahsili istenilmiştir.

Mahkemece; tahliye talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, aylık kira bedelinin 525.000.000 lira olduğunun tespiti ile kira alacağı talebi yönünden istemin reddine, tazminat talebi yönünden ise istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, davada ispat yükü kendisine düşen davacı taraf (kira bedelinin miktarının ispatı için) yemin deliline dayandığını açıkça beyan etmiş, mahkemece; yazılı sözleşmeye karşı ileri sürülen iddianın ancak yazılı belge ile ispat edilebileceği gerekçesi ile yemin teklifi reddedilmiştir.

Oysa ki; yemin kesin delildir (HUMK md.344) ve teklif edildiği konu suç teşkil etmemektedir. Ayrıca senede karşı ileri sürülen iddialar takdiri deliller ile ispat edilemez, ancak kesin delil ile ispat edilebilir.

O halde; davacı tarafa yemin teklif hakkının kullandırılarak hasıl olacak sunuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.